Vic’in kalçaları sımsıkı, göğüsleri tombul tombul parlıyor. Duşun altında, buharın arasında yavaş yavaş hareket ediyor, sırılsıklam olmuş saçları omuzlarından süzülürken gözleri oynadığı oyunla kıvranıyor. Kardeşinin sevgilisi orada, hırslı bakışlarla onu izliyor; Vic ise biliyor amcığını nasıl yakacağını. Yavaş yavaş yanağına dokunduğu büyük yarak oracıkta sürekli sertleşiyor. Vic’in kırmızı dudakları hafifçe aralanıyor, nefesi kesiliyor ama durmuyor. Amcığını eline alıp aşağıya doğru sürtüyor, her hareketiyle adam daha çok kızıyor.
Duşa yaslanmış, kalçalarını itiyor ortaya. Geniş basenleri ve yuvarlak poposu adamın ilgisini tamamen üzerine çekiyor. Yan tarafa geçip diz çöküyor yere; amcığın dibine geliyor hemen. Dudaklarını ve dilini kullanarak o iri yarakı içine çekmeye başlıyor, güçlü emişlerle adamın bedenini titretirken kendi amcığını da unutmuş değil. Hızını artırıyor; adamın yüzü acıyla karışık bir haz içinde kıvrılıyor. Vic o büyük yükü yüksek sesle emip inlettikten sonra aniden ayağa kalkıyor ve duvara dayalı pozisyona geçiyor.
Adam hemen arkasından yapışıyor ona; elleri kalçasında sıkı sıkıya tutunuyor. Yarı oturur vaziyette, köklüyor mavi ışıklar gibi parlayan o tombul amcığa karşılık veriyor Vic. Sürtünmeler artarken nefesler hızlanıyor; kocaman yarak içeri girerken Vic’in bağırışları duvarlarda yankılanıyor. Sikişi derinleştirip sertleştiriyor erkek, bu sefer kökleyişleri vücudunu titretirken dışarıdan gelen o yoğun sesler sanki yalnızca onların ateşini körüklüyor.
Son hamleyi yaparken Vic tüm gücüyle arkasına yaslanıp kalçalarını şiddetle yukarı itiyor; adam da üstüne boşalmanın doruğuna ulaşıyor—beyaz sıcak sıvılar Vic’in içine dolup taşarken ikisi de adeta patlama yaşıyorlar. O an vücudu gevşer gibi oluyor ama köpüklerin altında hala bir gerilim var: Bu gece bitmez hissiyle arkalarına yaslanıp birbirlerinin terini silerken bile gözlerdeki ateş sönmüyor hâlâ…